
bütün sesler yağmura kesti
ve başım devrildi
yine omzumun bir yanına
bu eller ki
bir ömürdür nasıl da dayanır şakağa
ve bu gözler
nasılda hasret
seninle paylacılacak bir şafağa
ve bilirmisin
kötürüm olsa bile bu gönül
sen geldin diye
bir savaşçı gibi
nasıl silkinip kalkar ayağa?!
seni bir kır çiçeğinin
kokusuna saldım
ne koparmaya kıydım
ne de bırakmaya
başucumda duran bardağa...
işte yine uyanmışım
aynada yüzüme bakmadan
yine yanlızlığa karışmaya
kalabalıklar içinde
bir telaştır almıştır beni
bırakmıştır
ulu orta yağmura
ulu orta sokağa...
*
Bilâl Mardin