Amatör bir şair,acemi bir ressam,meraklı bir yazar ve bestekâr bir müzisyen...


yurduma ve yarime dair...

26 Eylül 2009 Cumartesi

Körolasıyım ışığına


Gözlerim bağlıydı ya
karşımdayken bakabildiğimce
görebiliyordum seni
kulaklarım sessizliğin kirişinde
susuşum sesinin
bıcır bıcır seslenişinde
boğulmaya ramak kalıyorum nicedir
elbet bir iş vardır Yaradan'ın işinde...
Yine bir sağanak gözbulutlarımdan
göz göz patlıyorum
sensizliğimin bu onursuz kuraklığına
arkandan susulan mısralarca
çatıyorum
sana bu denli yakın
senden bu denli uzaklığıma...
Düğünler kurulmuş
halaylara durulmuş bir yerlerde
yazık o halay başı ben değilim
ne de sen
halaydakilerlerden süslü bir endam
Çadırlar açılmış
matemler tutulmuş bir yerlerde
yazık o ölen ben değilim
ne de sensin biri
o kör olurcasına ağlayanlardan...
öyle bir sessizim
öyle eli ayağı kopmuş gibi çaresizim...
Kudurmuş sürülerle
saldırdılar düşlerime
gülüşümün hırçın kıvılcımlarını
ağlamaklığıma kurban ettiler...
Bu rezil kepaze ömürden
eksilen ziyan zaman
beni yalnızlıkla yüzüstü bıraktı
öyle bir büründüm ki
kaleme ve kelama
artık ölüm bile
beni susturamayacaktı...
Ben yine de ne yapar eder
kirli bir tebessüm olurum
süt dişleri düşmüş bir çocuk ağızda
O gülüş ki ışıldar
her kavganın ertesi
kendimizden kendimizi kurtardığımızda...
Çabalarım akıntıya sallanan
dermansız ve naçar küreklerce
Yine de çırpınırım hayata
namlunun ucuna sürülmüş yüreklerce
Bir tek hıçkırık kalır bana
yürek sayfalarımın
kanayan beyazına işlenen şiirlerce...
Ses sensin
ağlayansa bir başkası
ve ben her göz yumuşumda
titrekliğini duydukça
gelmez bu işin ardı arkası
o faili belli maktulüm ben
kefen niyetine çürür üzerinde
toprak rengi parkası...
*
Bilâl Mardin