Amatör bir şair,acemi bir ressam,meraklı bir yazar ve bestekâr bir müzisyen...


yurduma ve yarime dair...

25 Eylül 2009 Cuma

Ölümden öte bir yer


Gözlerimde bir uğunuş barınıyor
sararan resimlerde canım bakışın
hasretinin yangın sıcağıyla
bir kaç damla serpiliyorum
kalbimin sahra çeperine
Hıçkırıklarla soluyorum
dostlara matem bir akşamı
onlar ki yanarak reddetiler
bu onursuz ve kişiliksiz yaşamı
ben kederimden çöküyorum
duvarlar nemlerinden...
Ufkun kızıl kollarına kanayan güneş
yüzünün ışıltısını andırıyor
derken hayâlin de batıyor
yüce dağların gözlerden uzak
ruhuma yakın zirvelerinden...
Oysa bir el uzatımı yakın olacaktı
aydınlık sabahların çocuk gülüşü yüzü
başı bulutlarda bir çınar yorgunluğunda
belli ki karşılayacağım bir soğuk güzü
çaresiz kabullendim yenilgiyi
kaç yıldır aramızda süren kavgadan sonra
düşmanlık sonrası dostluk tadında
seninle tekrar barışmamız...
korkaklığımdan değilse gerek
bu yılgınlık yorgunluk bu tükeniş
kalbin ruhla kavgalarında
yenilgi bile zafer hanesine işlenmiş...
Artık anlıyorum ölüm ve aşk
biri diğerinden baskın gelmez
hayatın topuzu kaçmış kantarında
ikisi de arınmadır
som altın bir külçe ayarında...
Geceler söner üzerime
katran karanlıklardan zifir damlar gözlerime
gözyaşlarımda kayan yıldızlar geçidi
ve uzağım akşam sohbetlerine
ve"yassah"ım dostun nasırlı ellerine...
Sen ki bir genç selvi endam-ı dilber
hadi gülüşünden vaz geçtim
bana başucumda kıvranan
o titrek ve ürkek hayâlini ver...
Neyse ki ben değilim
o kolundaki hoppadak adam
değilim o kendisine götürüldüğün
değilim salyalı açlığına öldürüldüğün
değilim boynunu kurbanlıklar gibi
altına uzattığın kör bıçak
değilim o beraber yaşamaktansa
ölmek istediğin alçak...
yeminliyim ölene dek senin kalmaya
sen se hükümlüsün yaşadıkça
bir başkasının olmaya
senli sözlerle örüyorum şiir duvarımı
her ne kadar gidişinle vursan da beni
kanım kına olur yakılır
süsler ellerinden
yurdumun gelinlerini kızlarını...
Yüzün sararmış bir yaprak gibi
hatıramın güz vakti sislenişinde
ve ölüm ansızın çalkalanır
elinden bana uzanan tasın
taşkın ve hayata sataşkın yerinden...
Avuçlarım kavruk kum deryaları
sana kavuşmak ölümden öteydi
sana gelmek
ölümü yenmek
ya da hiç ölmemek gibi bir şeydi
işte bu sebepten yani bu yüzden
ölümler diledim yüce Rabbimden...
başka yolu yoktu sana varmanın
ölümü aradan kovmak gerekti
ölüm başka nasıl telafi olur?
elbet bu iş beni öldürecekti...
*
Bilâl Mardin